DECCAL ve MAHİYETİ
Deccal Nedir?
Deccal kelimesi, sözlüklerde, “bir şeyi örtmek, yaldızlamak ya da boyamak” anlamındaki “decl” kökünden türetilmiş bir sıfattır; anlamı “yalancı, göz boyayıcı ve sahtekâr kimse” demektir. Deccal kelimesi, bazı iddialara göre Süryani Hristiyanlarda, “antichrist” tabiri için kullandıkları “daggala”dan geldi söylenmektedir.)
Kur’an’da Deccal:
Kur’an-ı Kerim’de “Deccal” ifadesi geçmemektedir. Dolayısıyla bu ifade Kur’anî bir kavram değildir. Ancak, Saîd Eyyûb ve Muhammed Avâd gibi kimi araştırmacılar, “Rabbinin bazı ayetleri geldiği gün, önceden iman etmemiş olan veya imanında hayır kazanmayan kimseye artık iman etmesi fayda vermez” (el-En‘âm, 158) ayetindeki “bazı ayetler” ibaresine “Deccal”i de dâhil etmişlerdir. Bunu teyid eden, Ebû Hüreyre ile diğer bazı sahâbîlerin, “bazı âyetler”le “güneşin batıdan doğması”, “dâbbetü’l-arz” ve “deccâl”in kastedildiğini açıklayan hadis rivayetleridir.
Hadislerde Deccal:
İmam Nesâ’î’nin “es-Sünen”i hariç, Kütüb-i Sitte’nin tamamında Deccal’le ilgili hadisler geçmektedir. Ayrıca “Kıyamet Alametleri”nin anlatıldığı bütün kitaplarda, “Fiten” ve Melahim” bölümlerinde Deccal konusuna özel yer verilmektedir. (İmam Malik, deccalden bahseden hadislerden sadece birine yer verir)
Ancak, hadislerde yer yer çelişkili Deccal tasvirlerine de rastlamaktayız. Bu ise, hadis metinlerinden çok, hadis ravileri ya da şarihlerinin şahsî içtihat ve yorumlarıyla ilişkilidir. İçtihat ve yorumlar, bazen hadis metinleri gibi telakki edilmişlerdir.
Deccal bir tek şahıs mı?
Başta Aliyü’l-Kari olmak üzere, birçok hadis âlimine göre, sayıları 30 civarındadır. Hadisler bakılırsa, Peygamberimiz, peygamberlik iddiasında bulunanlar için “deccal” ve “kezzab” ifadesini kullandığı gibi, “muhatabını aldatmak gayesiyle güzel söz söyleyen kişi” veya “bir kaşı ve gözü olmayan kötü kimse” anlamındaki “mesîh” kelimesiyle birlikte, “el-mesîhu’d-deccal”, “mesîhu’d-dalâle” formunu da kullanmıştır.
Hadis âlimleri, hadis uydurmayı meslek haline getiren yalancı râvileri tanımlamak için de, cerh ve ta‘dîl ilminde “deccâl” vasfını kullanılmışlardır. Hz. Ali, kendisine peygamberlik isnat eden müfrit Şiilerden Abdullah b. Kurre için de “deccâl” nitelendirmesinde bulunmuştur. Keza, âlimler, Firavun ve Nemrud gibi aşırı inkârcıları da “deccâller”den saymışlardır.
Taftezani, Şerhu’l-Makasıd’ında, “deccâl”i, “şer ve bozgunculuğu temsil eden bir kavram” olarak değerlendirir, ona göre “âhir zamanda bu şer yaygın bir şekilde ortaya çıkacaktır.” Muhammed Abduh, “deccal”i, “bütün hurafelerin, yalancılık ve kötülüklerin sembolü” şeklinde tanımlar. Kâmil Miras ise, Tecrid’inde, “deccâl” için, “Tek bir kişi değildir; o, küfrün sembolüdür, küfrü yayan herkes deccâldir.” demektedir. Yine, Muhammed el-Behî’ye göre deccâl komünizm ve materyalizmdir; Muhammed Esed’e göre Avrupa medeniyetidir; Saîd Eyyûb’a göre ise Siyonizm’dir.
Kısacası, ulema, Deccal’i, muayyen bir şahıstan daha çok, bir “cereyan” şeklinde yorumlarlar.
RİSALE-İ NUR’DA DECCAL:
Risale-i Nur’da Deccal tarifi, bütün boyutlarıyla ele alınmış, bütün mahiyetiyle gözler önüne serilmiştir. Evvela, Deccal’le ilgili hadisleri, red ve inkârdan muhafaza adına mükemmel bir savunmada bulunmuş, ahir zaman şahıslarıyla ilgili harikulade anlatımların “müteşabihat” olduğuna dikkat çekerek, bunların makul tevillerini yapmıştır. Beşinci Şua, bu hususta tek başına bir çığır açmıştır. Deccal’in mahiyetini ortaya koymakta, Beşinci Şua’yı merkeze alarak, Üstad’ın sair izahlarıyla birlikte özetlersek:
1-Deccal, İsa ve Mehdi’yle alakalı hadisler,
müteşabbihler gurubundandırlar. Zahir manalarına göre hükmetmek, sırr-ı teklif ve sırr-ı imtihana münafi olduğundan tevil lazımdır. Risale-i Nur’un bir vazifesi de bu tür inkâr ve itiraz hedef olmuş müteşabihattı, vakıa mutabık tevil ve tefsirdir.
2-Deccalle ilgili
bazı hadisler, had-i zatında hadis olmayıp ravilerin kabil-i hata içtihat ve tefsirleridir ki metn-i hadise karışmıştır.
3-Decallere nisbet edilen
kuvvet ve cesamet, şahs-ı manevileri, temsil ettikleri komiteleri, ilmî, askerî ve maddi kuvvetleriyle, büyüklükleriyle ilgilidir. Yaşadıkları asrın “ferdiyet” asrı olması ve “şahs-ı manevi” fikrinin gelişmemiş olması hasebiyle, hadis şarihleri, bu kuvvet ve cesameti, eşhasta tahayyül etmişlerdir.
4-Deccallerin
icraatça büyük ve muktedir tasvirleri, ekser icraatlarının tahribat, müştehiyat ve hevesat-ı nefsaniyeye teşvik kabilinden olmasıyla ilgilidir. Ayrıca, cesur orduların ve faal milletlerin kazanımlarını kendilerine mal etmeleri, meddahları aracılığıyla halkı iğfal etmeleriyle alakalıdır.
5-Deccalin
şahs-ı surisi insan gibi olan bir şeytan-ı ahmak ve bir insan-ı dessastır. Suri, cebbarane hâkimiyetine ulûhiyet namını verecek. Şahs-ı manevisi olan dinsizlik cereyanı pek cesim olacak.
6-Deccal, dinsizlik cereyanının
şahs-ı manevisidir; inkâr-ı ulûhiyet fikrini temsil eder.(Münkirler, ona yoldaştır)
7-Zalim ve tahripkâr
Cengiz ile
Hülagu birer deccaldirler. Hilâfet saltanatını yıkacaklardır; harsı ve nesli yok edeceklerdir.(
https://zehra.com.tr, Şualar, 538. s.) Demek her zaman için deccal ya da decaller mevcuttur
8-
Deccallerin deccalliği, ilk sıralarda bilinmez; kendileri de deccal olduklarını bilemezler. Hakiki yüzleri, ya nur-u imanın dikkatiyle, ya da icraatlarıyla ortaya anlaşılır.
9-Her iki Deccal de
azamî istibdad, azamî zulüm, azamî şiddet ve tedhişle hareket ederler. Bu da, onları –ferdiyet asrında– azamî kudret ve devasa bir cesamette tasvirlerine sebep olmuştur. Vicdanlara, mukaddesata, hatta halkın elbiselerine müdahaleye kadar tecavüzatlarını ilerletirler.
10-Deccal
tek gözlüdür; yani sadece dünyayı görür, ona inanır, ona bağlanır; ahireti ise inkâr eder, onunla hiç bir ilişkisi olmaz.
11-İslam Deccali’nin
eli delik olacaktır hadisinden murad, onun çok müsrif olacağı ve maiyetindekileri israfa alıştıracağına işarettir. İsraf eden onun damına(tuzağına) düşer.
12-Deccal,
zındıka ve nifakın başına geçen eşhas-ı müdhişe muzırradan olup İslâm’ın ve beşerin hırs ve şikakından istifade eder; dünyayı hercümerce verir, koca âlem-i İslâm’ı esaret altına alır.
13-Hz. Ali, yalnızca
İslâm deccalinden bahseder, ona “Süfyan’dır” der. Nifak perdesi altında ehl-i nifakın başına geçecek, Risalet-i Ahmediyeyi inkâr ve Şeriatını tahribe çalışacaktır. İslâm deccali, bir komitedir. Hz. Mehdi’nin manevi kılıncıyla öldürülecektir.
14-Büyük
Deccal, bir komitedir; bu komite, İslâmiyet’e inkılap eden/tabi olan Müslüman İsevîler Cemiyeti tarafından –Hz. İsa’nın riyaseti altında– öldürülecek, yani inkâr-ı ulûhiyet fikri öldürecek, beşer inkârcılıktan kurtarılacak.
15-Deccal’in
İsa tarafından öldürülmesi, şahsı itibariyle değil, şahs-ı manevisi olan kâfirane mesleği ve yırtıcı rejimi itibariyledir. Yoksa şahsını bir mikrop da öldürebilir.
16-İslâm deccalı öldüğünde,
radyodan ilan(anons) yapılacak; şeytanı temsilen, tahribatçılıkta kullanılan radyo ile, tağut-u dalâletin öldüğü duyurulacak.
17-Deccal, rejim sahibidir, müessisidir, hükümet ve hüküm sahibidir; sevk ve idareyi komitesiyle yürütecek. Deccaller,
kendilerine serfüru edenlere mükâfat ve müştehiyatı, etmeyenlere ise mücazat ve azabın her türlüsünü tattırırlar. Şehvet ve işkence, iki deccalin de hâkimiyet araçlarındandır.
18-Deccaller,
tabiiyyun ve maddiyun mezhebinin başına geçecekler, kuvvetleri nisbetinde kendilerine bir rububiyet isnad ettirirler, heykellerine serfüru ettirirler. Ve büyük deccal, tabiiyyun, maddiyun felsefesinden doğan ve ulûhiyeti inkâr eden cereyan-ı nemrudanenin başına geçecek, ispirtizma, manyetizmadan yararlanacak, cebbarane suri hükümetine rububiyet süsü verecek, ulûhiyetini ilan edecektir.
19-Büyük deccal,
şeytanın iğvasıyla şeriat-ı İseviyeyi ve Hristiyanların hayat-ı içtimaiyesini idame eden rabıtaları bozar, Yecüc-Mecüc’e zemin hazırlar. İslâm deccali de aynı şekilde İslâm şeriatine ve toplumuna reva görür.
20-
Büyük Deccalin cebir ve ceberrut-u mutlakasına itaat etmeyen şehid olur, istemeyerek itaat etmeyen kâfir olmaz, günahkâr da olmaz.
21-Büyük deccal,
şimalden çıkacak ancak tecavüzü dünya ölçeğinde olacaktır. Üç devr-i istibadının birincisinde 300 yıllık tahribat, ikincisinde 30 yıllık tahribat, üçüncüsünde ise 10 yıllık tahribatı olacaktır. Dördüncü devirde, bir şey yapamaz, vaziyetini muhafazaya çalışır.
22-Deccaller
sihir, ispirtizma ve manyetizma gibi istidraci özelliklere sahip olacak, bu sayede kendilerini muhafaza, raiyetlerini ise teshir edecekler.
23-Her
iki deccalin mühim kuvveti Yahudilerdir. Onlardan istifade eder; Yahudilerin İslâm ve Hristiyan karşıtlığını kullanırlar. Masonlardan ve onların teşkil ettiği sözde kadın hürriyetini savunan komiteleriyle işbirliği yaparlar. Komünist komitesinin tesissinde mühim rol oynayan Troçki Yahudidir. Lenin’den sonra Rusya’nın başına geçen bu Yahudi, Rusya’nın bin senelik harsî ve neslî mahsulatını yok etmiştir.
24-
Deccale nisbet edilen eşek ve bir kulağının cennet, diğerinin cehennem olması ifadeleri, buharlı trene işarettir ki, kompartımanlarımdan bazıları zevk, sefahet ve işrete uygun döşenmişken, bazı vagonların ise zehirli gazlarla donatılmış olduğuna, ya da lokomotiflerindeki ateşli ocağa işarettir. Tabilerini kompartımanlara, muhaliflerini zehirli vagonlara ya da ateşli ocağa atarlar. Ya da, deccalin yalancı cenneti, medeniyetin cazibedar lehviyatı, müştehiyatı ve fantaziyelerdir. Cehennemi ise, her şekliyle zindanları ve işkenceci memurlarıdır.
25-
Avam-ı nas, hakikat-i hali bilmediklerinden, İslâm deccalinin meddahlarına, propagandalara aldanır, onu harikulade iktidar ve cesaret sahibi sanırlar. Ayrıca, zamanlama olarak da maddi-manevi perişanlıkların yaşandığı hengâmelerde, başa gelen kurnaz ve istidraclı adamları kurtarıcı gibi telakki ederler, onların dehşetli ve sonradan ortaya çıkacak hakiki niyetlerini keşfetmezler.
26-Deccale nisbet edilen “
40 günde dünyayı dolaşacak” ifadesi, şimendiferle gezmesine, çıkışının dünyaca işitilmesi, radyo, telgraf ve telefonlarla bildirilmesine işarettir.
27-Deccalin “
dünyayı zapt” edeceğine dair hadis, dünya ekseriyetinin deccalizm taraftarı olmasına işarettir.
“Yâ Rabbi! Kabir azâbından, Cehennem azâbından, hayatın ve ölümün iptilâlarından ve kör Deccâl’in fitnesine uğramaktan Sana sığınırım!”(Buhârî, Cenâiz, 88; Müslim, Mesâcid, 128-134.)
04.05.2025
Yunus İPEK
Yorum Yap