Bediüzzaman’ın hayatı boyunca taviz vermediği meselelerden birisi hürriyet konusudur. Kendi ifadesi ile ilan-ı hürriyete kadar hürriyeti rüyalarında takip eden ve o sevda ile her şeyi terk eden
[1] ve
“Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” diyen
[2] bir şahsiyettir. ilk inşası, ilk eseri 26 Temmuz 1908 tarihinde hürriyetin ilan edilmesinin üçüncü gününde irticalen ve sonra Selânik’te Hürriyet meydanında
“Hürriyete hitap”[3] adlı konuşması olup Vefatından önce vermiş olduğu en son dersi de “
...Ben eskiden beri tahakküme ve terzile karşı boyun eğmemişim. Hayatımda tahakkümü kaldırmadığım birçok hadiselerle sabit olmuş. Meselâ: Rusya’da kumandana ayağa kalkmamak; Divan-ı Harb-i Örfide idam tehdidine karşı mahkemedeki paşaların suallerine beş para ehemmiyet vermediğim gibi, dört kumandanlara karşı bu tavrım tahakkümlere boyun eğmediğimi gösteriyor.”[4] diyerek sevdalı olduğu hürriyeti hatırlatarak ne kadar önemsediğini vurgulamıştır.
Bediüzzaman;
“Hürriyet budur ki: Kanun-u adalet ve tedipten başka hiç kimse kimseye tahakküm etmesin, herkesin hukuku mahfuz kalsın. Herkes harekât-ı meşruasında şahane serbest olsun.”[5] diyerek hürriyetin sınırlarını açıklamıştır. Hürriyetin nazlı olduğunu, Allah’ın bir hediyesi ve imanın bir hassası olduğunu,
âdab-ı şeriatla müteeddibe ve mütezeyyine olması [6] gerektiğini vurgulamıştır. Hürriyetin ancak
müraat-ı ahkâm (hüküm ve kanunlara uymak),
âdâb-ı şeriat ve ahlâk-ı hasene ile gerçekleşip gelişebileceğini
[7] belirten Bediüzzaman Sefahet ve rezaletteki hürriyetin hürriyet olmadığını, böyle bir anlayışın şeytanın istibdadı ile nefs-i emmarenin esiri olmak olduğunu, hürriyet-i mutlak anlayışının vahşet-i mutlaka, belki hayvanlık olduğunu
[8] ve insaniyet nokta-i nazarından hürriyetin sınırlandırılmasının zarurî olduğunu
[9] ve
“İnkıyad-ı vicdan ile, ahkâm-ı Şer’î ile takayyüd, hürriyette tekemmüldür”[10] diyerek ifade etmiştir.
Bediüzzaman;
“Hürriyetin şe’ni odur ki ne nefsine ne gayrına zararı dokunmasın.”[11] demek suretiyle hürriyetin kapsamında hangi niteliklerin bulunmaması gerektiğini ifade etmiş ve bilahere Koçerlere hitap ederken de;
“sizde olanı yarı hürriyettir, diğer yarısı başkasının hürriyetini bozmamaktır."[12] diyerek özellikle hürriyetin başkasına zarar vermemesi gerektiğini hatırlatmıştır. Başkasına zarar vermemek şartıyla her ne yapılırsa yapılsın bireyin serbestliğinden bahsetmenin de yanlışlığını ifade ederek hukukullah ile hukuk-u ibadı içine alan bir değerlendirme yapmıştır. Ayrıca; hürriyetin herkesin hakkı olduğunu, toplumdaki her ferdin hür olması durumunda da umumi bir hürriyeti oluşturacağını, sadece bir kesime ya da bazılarına hürriyet tanıyarak diğer kısmın ötekileştirildiği bir anlayışın gerçek bir hürriyet olmadığını da
“Hürriyet-i umumi, efradın zerrat-ı hürriyatının muhassalıdır.”[13] diyerek izah etmiştir.
Allah’a iman etmiş birinin asr-ı saadet örneğinden hareketle beşerin zorbalığı altına girip zillet göstermeyeceği gibi, kendisinin de bir başkasının özgürlük ve hukukunu engellemesinin imkansızlığını da ifade eden Bediüzzaman,
“Zira rabıta-i iman ile Sultan-ı kâinata hizmetkâr olan adam, başkasına tezellül ile tenezzül etmeye ve başkasının tahakküm ve istibdadı altına girmeye izzet ve şehamet-i imaniyesi bırakmadığı gibi, başkasının hürriyet ve hukukuna tecavüz etmeyi dahi, şefkat-i imaniyesi bırakmaz.”[14] demiştir.
“Za’f-ı diyanetle uhuvvet ve hürriyet ve medeniyet, bataklık ve müteaffin sulardan zehirlenmiş çiçek ve meyvelere benzer.”[15] sözleriyle de islam ilkelerini uygulamayan, gevşek davrananların da gösterebileceği hürriyet ortamının bataklık ve kokuşmuş sulardan zehirlenmiş çiçekler gibi olduğunu vurgulayarak İslam tarihinden özgürlüğün yaşandığı güzel dönemlere dair örnekler sıralar.
Bediüzzaman ayrıca 1910 senesinde Kürtler arasında seyahat ederken hürriyet için;
“sefine-i Nuh gibi emniyet ediniz. Herkesi birer padişah hükmüne getiriyor. Siz de hürriyetperverlikle padişah olmağa gayret ediniz. Esas-ı insaniyet olan cüz’-i ihtiyarı temin eder, azad eder.”[16] diyerek teşvik etmiş ve hürriyetin ilanından istifade etmelerini istemiştir.
Böyle bir özgürlüğün elde edilip yaşanması uğruna da
“Şu devletin yarı milleti, pahasına verilse idi, gene erzan ve zulmetle beraber yansa idi gene ucuz!”[17] diyerek hürriyetin kazanılması ve izzetle yaşamayı zilletle hayata tercih etme adına hangi bedeller ödense bile bu bedellerin hürriyete oranla ucuz olduğundan söz eder. Bediüzzaman, meşrutiyet ile hürriyetin ilanına kadar istibdat ile geçen süreyi ölü olarak değerlendirmekte, tevekkül ve sabırla geçen 30 yıllık suskunluğu da Ramazan’daki oruca benzetmektedir. İstibdat ile geçen ölümün sevinçli bir kıyamet neticesinde yeni dirilişle güzel bir haşir sabahına, Ramazan orucuna benzettiği suskunluk orucunun da biterek bayram sabahındaki mutluluğa dönüştüğünü ve
millete azabsız bir cennet-i terakki ile medeniyet kapılarını açtığını söyler.
[18]
En başta da belirttiğimiz gibi hayatının hiçbir evresinde özgürlüğünden taviz vermeyen Bediüzzaman, nur hizmeti dahilinde ve dışında özgürlüğünü sınırlandırabilecek her türlü söz, fiil ve davranıştan uzak durarak yaşamış ve bunu kendine ilke edinerek her durumda savunmuştur.
Allah’a emanet olunuz.
Abdulkadir KURŞUN/13.05.2025
[1] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 101. s, https://zehra.com.tr
[2] Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, 236. s, https://zehra.com.tr
[3] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 12. s, https://zehra.com.tr
[4] Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, 474. s, https://zehra.com.tr
[5] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 102. s, https://zehra.com.tr
[6] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 101. s, https://zehra.com.tr
[7] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 15. s, https://zehra.com.tr
[8] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 101. s, https://zehra.com.tr
[9] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 551. s, https://zehra.com.tr
[10] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 565. s, https://zehra.com.tr
[11] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 101. s, https://zehra.com.tr
[12] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 102. s, https://zehra.com.tr
[13] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 101. s, https://zehra.com.tr
[14] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 103. s, https://zehra.com.tr
[15] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 518. s, https://zehra.com.tr
[16] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 83.s, https://zehra.com.tr
[17] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 82.s, https://zehra.com.tr
[18] Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Dersler, 13. s, https://zehra.com.tr
Yorum Yap