Cevap; Cenab-ı Hak insanı yapabileceği ubudiyetlerle mükellef kılmıştır. Ancak, Kur’an-ı Kerim'de buyurulduğu üzere
“Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz…”[1] ayeti ve
“Gözleri görmeyen için bir sakınca yoktur, topal için bir sakınca yoktur, hasta için de bir sakınca yoktur…”[2] ayetlerine göre teklif-i mala yutak bulunmamakta, amaya, topala ve hastaya sorumluluğun olmadığı bildirilmektedir.
Bediüzzaman’ın Birinci Lem’ada belirttiği gibi insanın mesul olduğu İbadetler iki kısımdır.
[3]
Bunlardan birincisi; müspet ibadetlerdir ki, malum olan ibadetlerdir namaz oruç zekât ve hac gibi bunlardan yapabildiklerinden sorumludur yapamadıklarından sorumlu değildir. Mesela malı olmayan bir insana zekât farz değildir, sıhhati olmayan bir insana oruç farz değildir, hürriyeti kısıtlı olan bir insana hac farz değildir. Namaz herkese farz olduğu halde kişinin sıhhat'ı yoksa kıyam rükû secde ona farz değildir bu farzlar ondan sakıt olur.
İkincisi olan menfi kısmı ise,
“hastalıklar ve musibetlerle, musibetzede za’fını ve aczini hissedip, Rabb-i Rahimine ilticakârane teveccüh edip, Onu düşünüp, Ona yalvarıp halis bir ubudiyet yapar. Bu ubudiyete riya giremez, halistir. Eğer sabretse, musibetin mükâfatını düşünse, şükretse, o vakit her bir saati bir gün ibadet hükmüne geçer. Kısacık ömrü uzun bir ömür olur. Hatta bir kısmı var ki, bir dakikası bir gün ibadet hükmüne geçer.”[4]
Bu kısımla ilgili olarak kişinin ubudiyetlerinden, ezkar ve evradlarini yapamama gibi bir durum söz konusu ise sevaplarında mahrumiyet olmaz. Müminin niyeti amelinden hayırlıdır hadis-i Şerif'in mucibince daha önce eğer bu ubudiyetleri evradlarını kendine adet edinmiş ise hastalıktan sonra yapmasa bile yapmak arzusu kendisinde varsa cenab-ı hak onu yapmış gibi kabul eder. Ayrıca menfi hastalıklardan cenabı hak o insana yeni sevap kapılarını açar, hastalık anında şikâyet etmeyip haline rıza gösterse ve şükretse cenabı hak o hastalığı kendine kefaret eder, duası makbul olur, her bir saati bir gün kadar sevaplı kılar, aciz ve fakrını anlamakla rahmet-i ilahiyeye daha fazla iltica eder. Musibet ve hastalık gibi menfi durumları verimli bir hale getirebilir, eksiklerini bununla telafi edebilir.
Bediüzzaman; dünyanın lezzet, ücret ve mükâfat yeri olmadığını, belki imtihan ve hizmet meydanı olduğundan mahall-i ubudiyet olduğunu ve hastalıklar ile musibetlerin, dinî olmamak ve sabretmek şartıyla her bir saati bir gün ibadet hükmüne getirdiğini, dolayısıyla da böyle bir durumdan da şikayette bulunmamak ve haline şükrederek istifade edilmesi gerektiğini belirtir
[5].
Yukarıda sorulan soru ile ilgili, hastalar risalesine müracaat ettiğimizde Bediüzzaman’ın On İkinci devada:
“Ey hastalık sebebiyle ibadet ve evradından mahrum kalan ve o mahrumiyetten teessüf eden hasta! Bil ki, hadisçe sabittir ki, “Muttaki bir mümin, hastalık sebebiyle yapamadığı daimi virdinin sevabını, hastalık zamanında yine kazanır. Farzı mümkün olduğu kadar yerine getiren bir hasta, sabır ve tevekkül ile ve farzlarını yerine getirmekle, o ağır hastalık zamanında sair sünnetlerin yerini, hem halis bir surette hastalık tutar.”[6] diyerek Hastalık ve musibetlerden dolayı yapamadığımız ibadetlerden neşet eden endişemizi giderdiğini görürüz. Ayrıca On Yedinci Devada da
“Ey hastalık vasıtasıyla hayrat yapamamaktan şekva eden hasta! Şükret. Hayratın en halisinin kapısını sana açan, hastalıktır. Hastalık mütemadiyen hastaya ve lillah için hastaya bakıcılara sevap kazandırmakla beraber, duanın makbuliyetine en mühim bir vesiledir”[7] demek suretiyle zihnimize ve kalbimize gelebilecek vesveselerin bertaraf edilmesine yönelik gerekli hatırlatmalrda bulunmaktadır.
Allah, cümlemize müsbet ve menfi ibadetleri hakkiyla yapmayı nasip eylesin. Allah’a emanet olunuz.
Mahmut POLAT
14.06.2025
[1] Bakara Süresi, 286. ayet, https://kuran.diyanet.gov.tr
[2] Nur Süresi, 61. ayet, https://kuran.diyanet.gov.tr
[3] BSN, Zehra Yayıncılık, Lem’alar. 17-18.s, https://zehra.com.tr
[4] BSN, Zehra Yayıncılık, Lem’alar. 18.s, https://zehra.com.tr
[5] BSN, Zehra Yayıncılık, Lem’alar. 17.s, https://zehra.com.tr
[6] BSN, Zehra Yayıncılık, Lem’alar. 299.s, https://zehra.com.tr
[7] BSN, Zehra Yayıncılık, Lem’alar. 302.s, https://zehra.com.tr
Yorum Yap